Oğluma Mektup
Bir yaz
Akşamıydı
Bir huzur akşamıydı
Issız sessiz karanlık bir yoldu
Ağustos böcekleri ötüyordu
Yanlızca
Baban sen ve ben
Nelerden bahsettiğimizi
Hatırlamıyorum
Kumsalda otururdum
Sizi uyuttuktan sonra
Yanlızlığıma ağlardım
Bilseydim yanlızlığın bu gün
Olduğunu
Kumdan kaleler yapar
İçine saklanırdım
Daha çok öperdim seni
Ter kokunu içime çekerek
Babana kızmazdım
Bana yaşattığı yanlızlık için
Ve yanlızlığımı bitirmek için
Hayatımı bir bitki gibi
Çekip almazdım saksıdan
Sana hayatın hayal kurmayacak kadar riskli
Denizin göründüğü gibi sessiz olmadığını anlatırdım
Yakamozları saymaktan yorulurdum belki
Peri masalarında uyuturdum seni
Kumlara uzanıp yıldızları seyrederdik
Yıllardır yıldızları seyretmiyorum ben
Sahte bir gülüm
Sahte gülüşüm
Anılardan sıyrılmadı yıllarım
Bir ihtiyar gibi yas tuttum ardınızdan
Birgün
O ıssız
O sessiz
O karanlık
Yolda olursan
Ağustos böceklerinden birini
Zarfa koy
Ve bana gönder
İnan hepimizi çok özledim......